Diğer

İNFLAMATUAR ROMATİZMAL HASTALIKLARDA AŞILANMA

  • Hakan Emmungil
  • Kenan Aksu

J Turk Soc Rheumatol 2009;1(1):42-47

inflamatuar romatizma! hastalığı olanlarda sağlıklılara göre enfeksiyon riski iki kat fazladır. Bu artmış riskten sadece altta yatan hastalığın kendisi değil aynı zamanda kullanılan immünsupresif tedavi de sorumludur. Aşılanma, bu enfeksiyonların çoğu için bize korunma fırsatı sağlar. Bu derlemede kronik inflamatuar romatizmal hastalığı olanlarda aşıların immünojenite, etkinlik ve güvenirliliği değerlendirilmektedir.

Kronik romatizmal hastalıkların tedavisinde kortikosteroidler, metotreksat, azatiyoprin gibi ilaçlar yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu geleneksel tedavilere dirençli olan hastalara, hastalık aktivitesini baskılamak amacıyla biyolojik ajanlar (tümör nekrozis faktör (TNF) a an-tagonistleri, rituksimab, abatacept, anakinra gibi) verilebilir. Biyolojik ajanların kronik romatizmal hastalıklardaki kullanım ve etkinlikleri tartışılmazdır, fakat bu ilaçların immün sistem üzerinde yaptıkları değişikliklerden dolayı enfeksiyon riskini arttırabileceği de iyi bilinmektedir. Yakın zamanlı analizler bu hasta popülasyonunda 2 kat artmış ciddi enfeksiyon riski olduğunu göstermektedir (1, 2). Romatoid artrit (RA) hastalarında kontrollere göre enfeksiyon riski daha yüksektir. Özellikle kemik, eklem, yumuşak doku ve solunum yolları enfeksiyonları görülür (3). Enfeksiyon riski temel etkili ilacın yaptığı immünsupresyonun derecesine bağlıdır (4-5). Biyolojik ajanlar aktivitesi yüksek otoimmün hastalıklarda konvansiyonel temel etkili ilaçlarla beraber kullanılırlar. Bu ajanlar, geleneksel ilaçların im-mun sistem üzerindeki etkilerine ek olarak sitokin inhibisyonu, ve non-sitokin aktivasyon yolaklarının inhibisyonu ile immünsupresif etkiyi belirgin olarak arttırırlar. Bunun sonucunda enfeksiyon riski belirgin olarak artar. Örneğin Listing ve arkadaşlarının yaptığı çalışmada Etanercept ve infliksimab tedavisi geleneksel temel etkili ilaç (TEİ) tedavisiyle enfeksiyon riski açısından karşılaştırılmış ve sonuçta TEİ tedaviye göre rölatif risk etanercept grubunda 2.2, infliksimab grubunda 2.1 bulunmuştur (6). Anti-TNF a kullanımı tüberküloz ve Th1 disregülasyonu ile ilişkili diğer enfeksiyonlar için risk faktörüdür. Ayrıca pnömokok enfeksiyonlarında da mortaliteyi arttırır.

Bazı araştırmalar enfeksiyon için asıl risk faktörünün bireysel tedavi rejiminden çok tedavi ile ilişkili lenfopeni olduğunu göstermiştir. Uzun süreli agresif immünsupresif tedavi alan hastalarda ileri dönem "insan immun eksiklik virüs" (HIV) vakalarında olduğu gibi CD4 T hücre sayısı belirgin azalmaktadır. Bu hastalarda yüksek enfeksiyon riski vardır ve sadece fırsatçı enfeksiyonlar değil genel popülas-yonda da sıkça görülen enfeksiyonların riski de belirgin olarak artmıştır (4). Bu enfeksiyonların çoğu için aşı mevcuttur ve bu aşılar korunma için bize fırsat sağlamaktadır. Fakat standart aşıların bu hasta grubunda immünojenite, etkinlik ve güvenilirliği tartışmalıdır